0
yorum

23 Eylül 2009 Çarşamba

Alp Akoğlu ile Röportaj!


Bilim ve Teknik dergisini takip ediyorsanız ve gökyüzü de ilginizi çekiyorsa bu isim size çok tanıdık gelecektir. Yıllardır dergide astronomi yazıları ve aylık gökyüzü köşesini hazırlayan Alp Akoğlu ile UzayveAstronomi.com adına sevgili Ozan Kanbertay bir röportaj gerçekleştirdi ve geçtiğimiz hafta sitemizde yayınlandı. Bu güzel röportajı okumak için aşağıdaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.


Yakında gelecek diğer röportajlar ve ilginç dosya konuları için UzayveAstronomi'yi takip etmeye başlayın derim! Eminim beğeneceksiniz...
4
yorum

22 Eylül 2009 Salı

Yeni Ben ve Yeni GökGünce

GökGünce'ye uzun süreli aralar verip ardından çeşitli özürlerle dönmekten ben de sıkıldım, eminim siz de sıkılmışsınızdır... Ben buralarda yokken birçok şey oldu elbet; çoğunu diğer Türkçe gökbilim kaynaklarından takip etmekle ve keşke fırsatım olsa da birşeyler karalayabilsem demekle geçirdim. Bu dönem benim için hayatımda büyük değişikliklerin yaşandığı bir dönemdi aslında; bu blogun okuyucularının da bu kişisel maceram hakkında bir fikirlerinin olmasını istedim çünkü tüm bu olan bitenler GökGünce'ye de çeşitli değişiklikler şeklinde yansıyacak...

Üzerinden yaklaşık iki buçuk yıl geçti ilk defa başımı kaldırıp gökyüzünü bilinçli bir şekilde izlemeye, astronomi ile uğraşmaya başladığımda. Sayılarla düşününce pek de fazla geçmemiş üzerinden ama yaşananlarla değerlendirince çok uzun bir zaman... Astronomiyi kendime hobi olarak edindikten sonra piyasada hangi kitap, hangi kaynak varsa alıp okumaya koyuldum. İnternet muhteşem bir derya zaten, içine çokça girip çıkamadığım oldu. Astronomi öyle bir bilim ki çıktığınız yolculukta bir taraftan pratik olarak gökyüzü gözlem teknikleri, teleskoplar hakkında bilgi edinirken bir taraftan da ilk defa duyduğunuz yıldız evrimleri, karadelikler, nötron yıldızları, genel-özel görelilik kuramları, kuantum mekaniğinin gariplikleri ile tanışıyorsunuz. İşte beni asıl etkileyen ve istisnasız her okuduğumda coşkuya kapılmama neden olan ikinci kısımdakiler...

Aslında herşey ilk defa katıldığım Kültür Ünv.'de düzenlenen amatör astronomi sempozyumunda 19 Mayıs Ünv.'den iki fizikçinin sunum arasında bir köşede bana elektronun ve diğer tüm parçacıkların çift yarık deneyindeki garip davranışlarını anlatmaya çalışmalarıyla başladı diyebilirim. Bahsi geçen elektronlar aynı anda iki yarıktan geçebiliyorlar, aynı anda her yerde olabiliyorlar, gözlediğim anda fark edip belirli bir konum alıyorlar falan filan... Tabi o ana kadar okuduğum Newton Mekaniğine göre saçmalığın dik alası olan bu durum evrenin en temelde işleyişini betimleyen Kuantum Mekaniği ile gayet de uyuşuyordu. Ben "Nasıl olur ya?" diye şaşkınlıkla dinlerken bana bir kitap önerdiler : Schrodinger'in Kedisi'nin Peşinde...

Aynı anda hem ölü hem de diri olan Schrodinger'in Kedisi

Bu kedinin peşinde yaklaşık iki yıl koşarak sonunda kendimi Boğaziçi Fizik bölümünde buldum :) Sonuç biraz çarpıcı oldu ama aradaki iki yılı hızlı sarayım dedim... Evet yaklaşık 3 yıllık İTÜ Elektronik Müh. maceramın üzerine bir sünger çekip bu yıl Boğaziçi'nde sıfırdan fizik bölümüne başlıyorum. Artık şaşkınlıkla takip ettiğim parçacıkların garip hareketlerine, evrenin hızlanarak genişlemesine, karadeliklerin tuhaflıklarına birinci elden şahit olma fırsatım olacak... Tabi bunlar için fazlasıyla çalışmam gerekecek ama bu konuda bir problemim olacağını sanmıyorum... Yazılarımı genelde "Yıldızların ışığının her zaman yolunuzu aydınlatması dileğiyle" diye bitiririm; bu konuda gerçekten çok samimiyim. Kendim de yaptığım bu seçimle çoktandır yıldızların aydınlattığı bir yolda ilerliyorum; her ne kadar yolun sonu görünmese de yolu yürümenin başlı başına bir zevk olduğunu düşünüyorum..

Şimdi gelelim bu durumun GökGünce'ye yansıyacak kısmına. Artık resmi olarak bir temel bilim öğrencisi olarak bu blogu biraz daha fizik-matematik ağırlıklı hale getirip kişiselleştirmeye çalışacağım. Buradan, bloğun "Sevgili Günlük" haline dönüşeceği izlenimine kapılmayın sakın tabii :) Daha somutlaştırmak gerekirse eskiden gökbilim haberlerinin derlemelerine yer veriyordum artık bunlardan ziyade haberler hakkında yorum ve heyecanımı paylaşağım yazılara yöneleceğim. Bunların yanında temel fizik ve matematik konularında da bazen içinde birkaç formülün de geçtiği ilginç yazılara yer vermeyi düşünüyorum.(Nasıl olabilir diye düşünüyorsanız harika bir örnek olarak Built on Facts'i inceleyebilirsiniz. ) Tabi en önemlisi bloğun ana teması kozmoloji konusunda aynı çizgide hatta bazen çok daha zorlayıcı yazılara devam edeceğim. Bir taraftan da yarım kalan BilimGünce'ye devam edeceğim, oraya da uğramayı unutmayın!

Kısacası yazının başlığını elimden geldiğince, kelimelerimin yettiğince açıklamaya çalıştım. Benim için yepyeni bir başlangıç olan bu macerayı ve yaşadıklarımı sizlerle paylaşmaya devam edeceğim.. Tüm bu uğraşılarımın karşılığı olarak da çok fazla birşey beklemiyorum, ufak bir yorum yeter :) Sevgiler...
0
yorum

6 Eylül 2009 Pazar

Gökyüzüne Gönül Koymak - Gökyüzü Gönüllüleri

Geçtiğimiz aylardaki iletilerimden bazılarında birkaç etkinliğinden bahsettiğim Gökyüzü Gönüllüleri hakkında şöyle detaylı bir yazı yazmanın zamanı geldi de geçiyor. Bir aylık yokluğumun da mazeretlerini araya sıkıştırarak gökyüzüne gönül koyup yola çıktığımız bu güzel proje hakkında birkaç laf etmek istiyorum.

"Gökyüzünü çocukların ve halkın avuçlarına indirmek; yıldızların ışığını insanların üzerine saçabilmek" hedefiyle 2009 Dünya Astronomi yılı vesilesiyle amatör bir insiatif kurduk : Gökyüzü Gönüllüleri. Uzun bir süredir bireysel olarak ya da bir arada küçük teleskoplarımızı arka bahçeye kurup gökyüzü gözlemleri yapan, çeşitli etkinliklerde beraber çok güzel zaman geçiren ve en önemlisi biribiriyle uyuşan 8 kişilik bir ekip oluşturduk; Türkiye'nin üç büyük şehrine (İstanbul, Ankara, İzmir) dağılmış olarak çeşitli yer ve zamanlarda birçok astronomi etkinliği gerçekleştiriyoruz.


2009 yılında profesyonellerin yanında bir de amatör bir insiyatifin olması bizler açısından büyük bir önem taşıyor zira astronomiyi amatör olarak yapmak bu işi en az profesyoneller kadar hatta bazı durumlarda daha da fazla sevmek anlamına geliyor. Bu coşkuyu çocuklarla ve halkın herkesimden insanlarla paylaşmak, amatör astronomi ruhunun yayılmasını sağlamak ve çoktandır unutulan gökyüzünü tekrar hatırlatmak ve tanıtmak öncelikli hedeflerimiz arasında...

Çalışmalarımızı planlarken özellikle büyük şehirlerin olanaklarından uzak veya çeşitli sebeplerden dolayı ikinci planda kalmış yerleri seçiyoruz ve ilk başta bahsettiğim gibi öncelikli hedefimiz hala gözlerinde "merak ışıltısını" kaybetmemiş çocuklar! Bu amaçla ilk olarak Nisan ayında Edirne ve Kocaeli'nin köylerindeydik. Yüzlerce çocuğu ve köy ahalisini ilk kez Ay ve Satürn ile tanıştırdık. Hepsinin gözlerindeki ışıltıyı ve bilgiye aç meraklı sorularını görecektiniz! Onlar şehirlerindeki yaşıtlarından çok daha şanslıydılar; kafalarını kaldırdıklarında gördükleri manzara spotlarla ve yoğun ışıklarla daha kirletilmemişti, Samanyolu tüm güzelliğiyle gökyüzünü süslüyordu.

Kocaeli köy etkinliklerinden kareler

Bu çalışmaların ardından topluluğumuz yavaş yavaş hareketlenmeye başladı ve çeşitli derneklerden eğitim amaçlı teklifler almaya başladık. Bunlardan biri de Çekmeköy Gönüllüleri Derneği'ydi. Yaz süresince astronomi konulu bir yaz okulu yapmak üzere beraber oturduk, konuştuk ve ortaya harika bir program çıkardık. 30'un üzerinde çocuğun katılımıyla oldukça renkli ve eğlenceli bir yaz okulu gerçekleştirdik. Detayları GökGünce üzerinden de paylaşmıştım zaten. (1, 2, 3, 4, 5. gün) Bu çalışmayı Kültür Üniversite'sinde düzenlenen Amatör Astronomi Sempozyumunda sunduğumuzda ise artık platformumuz astronomi çevrelerinde de duyulmaya ve ses getirmeye başladı. Çalışmalarımızı beğenen ve benzer çalışmalar yapmak isteyen bir çok kişiyle iletişim kurabilme imkanına sahip olduk. Bu iletişimler sonucunda da ortaya çok güzel şeyler çıktı; Adalar'da halk gözlemi gibi.

Amatör Astronomi Sempozyumunda çalışmamızı sunarken

Adalar etkinliğine gelmeden önce tüm bu çalışmalarımızı yakından takip eden Türkiye Astronomi Derneği'nden ve Sabancı Üniversite'sindeki hocalarımız Gökyüzü Gönüllüleri'ni Ağustos ayında gerçekleştirilen Galileo Öğretmenler Ağı programına davet ettiler. Ellinin üzerinde öğretmen ve çeşitli gönüllü kuruluşlardan gelenlerle birlikte üç gün boyunca dolu dolu bir program geçirdik. Gece gözlemlerini de diğer görevlilerle birlikte bizim koordine etmemizi istediler ve birçok öğretmen ve gönüllü kuruluşla diyalog imkanı yakaladık. Elbette burdan da birçok proje ortaya çıktı ama bunların detayları daha sonra :)

Galileo Öğretmen Ağı programından bir hatıra!

Sabancı'daki Galileo Öğretmen Ağı programından sonra Ağustos ve Eylül ayının başlarında oldukça yoğun bir programımız vardı. İlk olarak İStanbul'da Yakacık Çocuk Esirgeme Kurumundaki çocuklara astronomi sunumu ve Güneş Saati interaktif çalışması gerçekleştirdik. Etkinlik ile ilgili yorumları ve fotoğrafları aşağıdaki bağlantıdan inceleyebilrsiniz:


Sevgili Zeynep ve ben Yakacık Çocuk Esirgeme'de sunum sırasında

İkinci etkinliğimiz diğer bir Gökyüzü Gönüllüsü, sevgili Nuray ve Zeynep'in İstanbul Vişnezade Mahallesinde bir parkata yaptıkları halk gözlemiydi. 7'den 77'ye birçok farklı profilden katılımcının olduğu Ay ve Jupiter gözlemi oldukça renkli geçti. Detaylar için aşağıdaki bağlantıyı kullanabilirsiniz:


Vişnezade Mah. halk gözleminden güzel bir kare

Üçüncü etkinliğimiz ise Kültür Üniversitesi'nde fikri yeşeren daha sonra Sabancı'da gelişip ortaya koyduğumuz İstanbul Adalar gözlemi. Sevgili Yester Hoca'mızın büyük desteği ve evsahipliğiyle Kınalı adada bine yakın katılımcıyla muhteşem bir gözlem gerçekleştirdik. Anakara Ünv.'den Ethem Hoca'nın sunumuyla başlayan gecede lazerlerle gökyüzü tanıtımı ve ardından gökyüzü gözlemi gerçekleşitrildi. Bu kadar büyük katılımlı bir gözlem Türkiye için bir rekor olsa gerek fakat fotoğrafla daha elime geçmediği için ne yazık ki bu rekoru kanıtlayamıyorum :)

En son olarak ise geçtiğimiz hafta Çekmeköy Gönüllüleri Derneği'nde yaz okulunun ardından tekrar bir çalışma gerçekleştirmek istedik. Yaz okulunda çocuklar tarafından çok sevilen ve merak edilen Uzay Robotlarıydı konumuz. Genel olarak robotlardan bahsettikten sonra Mars'taki robotlardan ve çelışma prensiplerinden bahsettik. Yanımızda da götürdüğümüz LEGO robot kiti ile çocuklara bir robotun nasıl çalıştığını ve programlanmasını gösterdik. Bu çalışma bizim için oldukça özgün bir çalışmaydı. Geleneksel astronomi sunumlarından ziyade konu odaklı bir çalışma olması çocuklar açısından da çok verimli oldu. Sunumun sonunda da çocuklardan kendi hayallerindeki Mars robotunu çizmelerini istedik ortaya çok ilginç çalışmalar çıktı. Sunumun ardından gece de mahalle parkında yaklaşık iki yüze yakın katılımcıyla gökyüzü gözlemi gerçekleştirdik. Hedeflerimiz arasında Ay, Jupter ve Albireo çift yıldızı vardı. İlk kez teleskoptan bakan mahallelinin heyecanın görülmeye değerdi.


Uzay Robotları sunumunda interaktif robot gösterimleri


Hayalindeki Mars robotunu çiz!

Gökyüzü Gözlemi sırasında teleskoplar arkasında uzun bir sıra

Hareketli geçen bu dönem ileriki etkinliklerimiz için bir prova oldu aslında bizim için. Okulların açılacağı hafta (28-29 Eylül) Ankara Fen Lisesi'nde bir etkinliğimiz olacak, ardından da 22-24 Ekim'de Galileo Geceleri için güzel planlarımız var. Gökyüzü aşkımızı tüm herkesle paylaşmaya son hızla devam edeceğiz. Bizi sitemiz www. gokyuzugonulleri.org'dan takip edebilirsiniz!

Paylaş!

 

Copyright © 2010 Gök Günce | Blogger Templates by Splashy Templates | Free PSD Design by Amuki