0
yorum

26 Aralık 2012 Çarşamba

Yay Oyuncak "Slinky" ile Fizik

Etrafımızda gördüğümüz olayları açıklamak için fiziğe başvururuz ve çoğu zaman da alışa geldiğimiz olaylara fizik ile, günlük deneyimlerimizin ötesinde açıklamalar getiririz. Ama bazı durumlarda da işin altında yatan fiziksel açıklama çok temel ve bir o kadar basittir fakat olayın kendisi günlük deneyim ve beklentilerimizin çok çok ötesindedir.. Aşağıdaki videolardaki olay da buna harika bir örnek... Önce problemi bir öğrenelim:



Çocukken oynamaktan kendimizi alamadığımız bu sihirli oyuncak yay(slinky) yukardan bıraktığımızda nasıl hareket eder? Sonuçta yerçekimi etkisinde bir cismin bütün olarak hareket edip yere düşmesini bekleriz ama öyle olmuyor.. Nasıl olduğunu ve getirilen açıklamayı izleyelim:



Vay canına!! Bir de oyuncak yayın ucuna tenis topu takalım bakalım, birşeyler değişecek mi?



Değişen bir şey yok, çünkü aynı fizik gene iş başında.. Yayı bıraktığınızda oluşan etki en uca iletilene kadar belirli bir zaman geçmesi gerekiyor ki ancak bundan sonra alt kısım da harekete geçebilsin.. Bu etki de yayda oluşan basınç dalgaları ile iletiliyor.. Günlük deneyime göre oyuncağın bir anda, hep beraber düşmesini bekliyoruz fakat fizikten biliyoruz ki hiçbir bilgi anlık iletilemez (ayrıca ışık hızından da daha hızlı iletilemez ama o ayrı bir konu ).

Bu fenomenle ilk defa favori podcastlerimden Radiolab'de eylül ayında yayınlanan bir söyleşide karşılaşmıştım ve tek kelimeyle hayran kalmıştım. Veritasium'un bu videolarıyla da herşey yerine oturmuş oldu! Radiolab'daki söyleşi de aşağıda:


2
yorum

Einstein ve Deniz Fenerleri


Einstein'dan:

 ...bu sözlerimle ilgili olarak, geçenlerde aklıma gelen bir düşünceyi dile getirmek isterim: Şehirden uzak, yalnız yaşıyor ve rahat, düzenli bir hayatın yaratıcı düşünceyi geliştirmeye ne kadar elverişli olduğunu görüyordum. Toplumumuzda yalnızhğı gerektiren ve beden ya da akıldan yana büyük bir çaba gerektirmeyen bazı görevler vardır: örneğin deniz feneri ve yüzen fener bekçiliği. Bu görevleri bilim, özellikle, bazı matematik ya da felsefe sorunlarını derinliğine incelemeyi amaç edinen gençlere vermek mümkün değil mi? Pek az genç hayatının asıl verimli çağında bilimsel sorunların üstüne eğilmek fırsatını bulur. Bir genç belli bir süre için bir burs bulabilse bile, en kısa zamanda sonuç elde etmek zorundadır. Bu durum salt bilime ulaşmak için hiç de elverişli değildir. Ekmeğini kazanmak için gelişigüzel pratik bir görev alan genç bilim adamı bu bakımdan daha elverişli koşullar içindedir - yeter ki asıl çalışmasına ayırabilecek zaman ve enerjiyi bulabilsin. Bu dediğim gerçekleştirilirse, belki yaratıcı kafalara şimdi olduğundan daha geniş ölçüde gelişmek olanağı verilmiş olur. Ekonomik yoksulluğun ve politik karışıklığın ağır bastığı çağımızda bu çeşit düşüncelerin üstünde durmaya değer.

3 Ekim 1933'de Royal Albert Hall'daki konuşmasından; Türkçe çevirisinin tamamı için tıklayınız (Konuşma metni daha sonra "Bilim ve Uygarlık" başlığı ile yayınlanmıştır)
0
yorum

23 Aralık 2012 Pazar

Karın ardından (yine) Kar Kristalleri Üzerine

İstanbul'u bu hafta iki günlüğüne beyaz renge bürüyen kardan artık bir iz kalmasa da mevsimin ilk karı şerefine geleneksel "kar kristalleri üzerine" yazımıza birkaç ekleme yapalım.. Bu yıl Şubat ayında yine kar kristalleri üzerine birşeyler paylaşmıştım, Kenneth Librecht'in muhteşem kar kristalleri fotoğraflarını..


snowflake-2
CalTech'den Kenneth Librecht'in kar kristalleri fotoğraflarından sadece biri; tüm çalışmaları için web sitesini ziyaret etmenizi öneririm.

Bu sefer paylaşacaklarımdan ilki, geçen yazıdaki olayın "derin fiziğinden" ziyade biraz daha hafif, kimyasal tarafına eğilen açıklayıcı bir video:



İkincisi ise, favori Youtube kanallarımdan ViHart'ın tek kelime ile şahane ve bir o kadar "sofistike" "Snowflakes, Starflakes and Swirlflakes" videosu.. Basit bir kağıt ve bir makasla neler yapılabileceğini hayal bile edemezsiniz.. Bunlardan birkaçını kesinlikle denemeyi planlıyorum.



0
yorum

15 Aralık 2012 Cumartesi

Animasyonla Yıldız Fiziği

Uzun zamandır söylene gelen bir söz vardır : "Eğer resim bin kelimeye eşdeğerse, video milyonlarcasına.." Son zamanlarda GökGünce'de paylaştığım video furyasına birini daha eklemem gerekiyor sanırım, o da şu ana kadar karşılaştığım en güzel astronomi/fizik animasyonlarından biri: PHDComics'den "Fingerprints of Stars(Yıldızların Parmakizi)". Animasyonda astrofiziğin en temel konularından biri olan yıldız yapısı ve element sentezinden, ışıma mekanizmalarının en önemlilerinden karacisim ışıması ve tayf ölçümüne kadar birçok kavrama değiniliyor.. Yıldızların renklerinin nerden geldiği ve Carl Sagan'ın "hepimiz yıldız tozlarıyız" sözünün dayandığı noktayı merak edenlere:


Kaynak : PHDComics

0
yorum

13 Aralık 2012 Perşembe

Coursera'da Astronomi Dersi Başladı

Geçen aylarda tanıtımını yaptığım online ders platformu Coursera'da iki hafta önce Duke Üniversitesi'nden Ronner Plesser'in açtığı Asdtronomiye Giriş dersi başladı. Ders, temel lise matematik bilgisiyle altından kalkılabilinecek zorlukta ve ders programına baktığımda gözlemsel astronomiden kozmolojiye kadar birçok konuya değiniyor..



Her hafta güncellenen ders videoları ve haftalık quiz ve ödevlerle dört dörtlük bir ders... Konuya biraz daha "formal" yaklaşmak isteyenler bu fırsatı kaçırmasın derim. Yapmanız gereken tek şey Coursera'ya ücretsiz olarak üye olup derse(ve ilginizi çeken tüm derslere) kayıt olmak.
0
yorum

Astronomi ile Kesişen Üç Güzel Video

Günün başlangıcında karşılatığım, bir yandan gülümseten bir yandan da ağzımı açık bırakıp yeni birşeyler öğrendiğim türden üç video izledim peş peşe, favori Tumblr bloglarımdan It's Okay To be Smart'da.

Birincisi uzaya gönderilen ilk hayvan olarak tarihe geçen Laika'nın öyküsünü animasyon diliyle oldukça şirin bir şekilde anlatan bir video. Laika hakkında ismi dışında hiçbirşey bilmezken, bu keyifli videodan sonra wikipedia sayfasından onlarca şey öğrendim; örneğin videodaki hikayenin gerçeklerden uyarlandığını..

LAIKA from Avgousta Zourelidi on Vimeo.

İkincisi, uzun zamandır takip etmeyi ihmal ettiğim, fakat her seferinde görüntülerin muhteşemliği karşısında heyecanlandığım "time-lapse" videolardan biri.. Dustin Farrel'den "Landscape 2".. Manzaraların yanında gece gökyüzü ve samanyolu görüntüleri harika..



Üçüncüsü ise dolaylı olarak astronomi ile ilgili; kimya konusunda yıllardır süregelen önyargılarımı kırmaya çalıştığım son dönemlerde karşıma çıkan en güzel animasyonlardan biri, Periyodik Cetvelin kısa bir hikayesi; TED-Ed'den. Elementlerin oluşumundan ziyade sınıflandırılıp düzenlenmesi hakkında; ilginç bilim tarihi anekdotları da cabası:



(via It's Ok To be Smart)

Paylaş!

 

Copyright © 2010 Gök Günce | Blogger Templates by Splashy Templates | Free PSD Design by Amuki