0
yorum

30 Haziran 2015 Salı

Temmuz’a 1 saniye ‘geç’ giriyoruz!

Son günlerde haberlerde bahsedilen 30 Haziran’da gerçekleştirilecek olan evrensel saate yapılacak 1 saniye eklemesine saatler kaldı! Bu kafa karıştırıcı durumu açıklamak adına 2008’deki ekleme sırasında yazdığım yazıyı güncelleme ihtiyacı hissettim. Akla şu sorular geliyor: 1 sn eklemek de neyin nesi? Hangi zamana ekliyoruz bunu ve kim hangi hakla ekliyor ?

 

clock_screen01

 

Dünya üzerinde özellikle hassaslık gerektiren işlerin birbiriyle senkronize hareket edebilmesi için herkesin ortak bir saati kullanması çok önemli. Özellikle günümüz uzay çağında çoğu kritik işlemin uydular aracılığıyla yapıldığı bir dönemde aradaki bir zaman senkronizasyon problemi devasa problemlere yol açabilir. Çok öncelerde zaman tayini usturlab ve sekstant gibi aletlerle ölçümler aracılığıyla yapılır, ardından belirli merkezlerden saat sinyali şeklinde duyurulurdu. Bu çalışmaları Türkiye'de 70'li yıllara kadar Boğaziçi Ünv. Kandilli Rasathanesi üstlenmişti.

 

Gelişen teknoloji ve ihtiyaçlar göz önüne alınarak eski ölçümler yerini atomik saatlere bıraktı. Atomik saatlerde zaman tayini ve saniye ölçümü için sezyum atomunun titreşimleri, rubidyum atomunun bozunması ve yıldızlardaki hidrojenin salınımlarının ölçümü gibi bir çok teknik kullanılıyor. Örneğin bunlardan biri olan Sezyum atomu tekniğinde 1 saniye , sezyum atomunun uyarılmış en alt iki seviyesi arasında 9,192,631,770 kez salınması sırasında geçen süre olarak standardize edilmiştir.

 

fountain.foto_02

Amerika Ulusal Standardlar ve Teknoloji Enstütü'sündeki F1 Cesium Fountain Atom Saati (2014 Nisan ayı itibariyle paralel olarak daha hassas NIST-F2 saati de devreye alındı)

 

Atom saatleri hakkında kısa bir bilginin ardından 30 Haziran’da bizi bekleyen 1 sn eklenmesi konusuna dönelim. Yukarıda bahsettiğim atom saatlerinin hassaslığı 200 milyon yılda 1 sn'den daha az. Fakat Dünya'nın kendi ekseni etrafında dönüşü bu kadar hassas mı? Yani yıldan yıla bizim "1 gün" olarak adlandırdığımız zaman aralığı atom saatlerindeki hassaslık aralığında mı değişmiyor? Buna cevabımız hayır. Dünya'nın kendi ekseni etrafında dönüşü çeşitli etkiler nedeniyle (çalkalanan sıvı çekirdeği, okyanusların hareketi, kutup bölgelerindeki buzulların erimeleri, Güneş ve Ay'ın gelgit etkileri) her gün farklı sürelerde olmakta ve bu zaman aralığı günde atom saatlerinden ortalama 2 milisaniye (saniyenin 500’de biri) geri kalmaktadır. Yani Dünya'nın dönüşü gittikçe yavaşlamaktadır. Bu yavaşlama nedeniyle şu anda Dünya'nın dönüşü, atom saatlerini bir  saniyeden az bir süreyle geriden takip etmektedir.

 

Bu iki zamanı birbiriyle eşitlemek çok önemli; çünkü bu aralık açıldıkça problemlerle karşılaşıyoruz. Bu yüzden 1972 yılından beri belirli aralıklarla atom saatlerine 1 saniyelik sıçrama süresi ekleniyor. En son ekleme 2012 yılında olmuştu ve o tarihten beri yukarıda belirttiğim gibi atom saati ile Dünya'nın dönüşüne göre olan saat arasındaki zaman farkı bir saniye mertebesinde açıldı (tam değere erişemedim).

 

Uluslarası olarak saatin doğru tutulmasından sorumlu olan Uluslararası Dünya Dönüş ve Referans Sistem Servisi tarafından belirlendiği şekliyle, 30 Haziran'da Londra Greenwich'teki Evrensel Zamana göre saat 23:59:59'ı gösterdiğinde 1 sn beklenecek, saatler bir kereliğine 23:59:60'ı ve ardından 00:00:00'ı gösterecek. Yani Temmuz ayına 1 sn geç gireceğiz. Bu bizim saat dilimimizde ise 3 saat sonra yani 02:59:60 anında olacak (Türkiye yaz saati ile UTC+3 saat diliminde olduğundan).

 

Geçmişteki ‘saniye ekleme’ uygulamalarının özellikle bilgisayar ağları tabanlı birçok sistemin sorunlu çalışmasına neden olduğu biliniyor; bu seferkinin ne gibi problemlere yol açacağına dair birçok yerde spekülasyonlar dönüyor (ilgili bir yazı), izleyip göreceğiz. Bir sonraki ‘saniye ekleme’ işleminin ne zaman gerçekleşeceğini Dünya’nın dönüşünü etkileyen faktörlerinin karmaşıklığı ve ön görülmesinin zorluğu nedeniyle bilmiyoruz fakat ilginç bir şekilde geçmişte neredeyse yılda bir gereken eklemelerin periyodu gittikçe artmaya başlamış durumda. Uzun lafın kısası, bu gece ‘fazladan yaşayacağınız’ 1 saniyenizin keyfini çıkarın!

 

Kaynak: NASA Explains Why Clocks Will Get an Extra Second on June 30

1 yorum

11 Haziran 2015 Perşembe

Gökyüzü Bülteni yayında!

Çocukluğumdan beri bir alışkanlığım var ki yıllardır kaybetmediğim, her ayın birinci gününü iple çekerim: o ay yayınlanacak, takip ettiğim dergilerin bir an önce yeni sayısını alıp eve gidip köşeme kurularak keyifle okuyayım diye...

 

Çocukluğumda Doğan Kardeş, Milliyet Çocuk dergileri ve içindeki eğlenceli yazılar, ödüllü bulmacalar... Ardından ortaokul yıllarımda Bilim ve Teknik Dergisi ile bilmenin, Atlas Dergisi ile de keşfetmenin hazzıyla tanışmıştım. O sıralar sıkı bir bilgisayar oyuncusu olarak ayın ilk gününü sektirmediğim Gameshow, Level, PC Net ve Chip dergilerini de anmak gerek elbet.. Ardından Fen Lisesi yıllarımdan bu yana elimden düşürmediğim Matematik Dünyası geliyor; her sayısının başında Ali Nesin'in motive edici bir yazısı ve üç ay boyunca içinden çıkmak için bin bir savaş verdiğim çetin ceviz matematik yazıları... Ardından orjinalini okuyabilmek için Almanca öğrenmeyi dahi göze aldığım GEO ile tanıştım ve her bir sayısında birbirinden ilginç hikayenin peşi sıra dolaşan 'serbest yazarlara' imrenip durdum.. Yakın zamanda Magma Dergisi ile de yeryüzü ve maceranın çağrısına kulak verir oldum. Bunların yanında üniversite dönemimde astronomiye merak saldğımda ilk koştuğum kaynaklar gene dergiler oldu... Sky&Telescope, Astronomy Magazine, Sky at Night, Ciel et Espace ve Sterne und Weltraum vs vs... Bir gün bir arkadaşım beni denemek için olsa gerek 'şu anda yaptığın işlerle uğraşmıyor olsaydın, en çok ne yapmak isterdin?' dediğinde ben düşünmeden 'bir dergi ile uğraşmak isterdim' demiştim. Nerden bilebilirdim ki bu kadar istediğim şeyin beni bu kadar erken bulacağını…

 

Gokyuzu_Kapak

 

Lafı uzatmadan sadede gelmek gerekirse, yakın zamanda Türk Astronomi Derneği'nin aylık yayınlanan bülteni Gökyüzü'nün editörlüğünü üstlendim ve yaklaşık bir yıllık aranın ardından bugün Gökyüzü'nü Haziran 2015 sayısı ile tekrar yayına geçiriyoruz! Dergileri var eden, her bir sayfasına emek veren ekipleridir aslında; biz de harika bir ekiple birlikte çalışma fırsatı yakalayıp bülteni sıfırdan tasarlayarak yepyeni bir içerikle astronomiye, gökyüzüne meraklı daha fazla okura ulaşmak adına tekrar yola çıktık. Gökyüzü'nün geçmiş elli yedi sayısında birçok değerli kişinin emeğini ve deneyimini arkamıza alıp ulaşılabilir bilimsel içeriğinden taviz vermeden, çeşitli yenilikçi ve ufuk açıcı bir içerikle yola devam edeceğiz. Bültendeki yazıları ufak tefek çevirilerle destekleyerek büyük ölçüde özgün içerikle oluşturmayı planlıyoruz. Türkiye’deki yapılan akademik astronomi çalışmalarının yanında amatör astronomiye de yer ayırmayı istiyoruz. Kısacası bültenin ufkunu ve ulaştığı kesimi olabildiğince geniş tutmak için elimizden geleni yapıyor olacağız!

 

Bülteni PDF olarak indirmek için şu bağlantıyı kullanabilirsiniz: Gökyüzü Haziran 2015 Sayısı (12 MB)

 

Bülteni çevrim içi olarak okumak için aşağıdaki arayüzü kullanabilir, ya da doğrudan ISSUE üzerinden okuyabilirsiniz.

 

GökGünce okurlarından, Gökyüzü'nü yaygınlaştırmak adına, bültenin bağlantılarını çevreleri ve sosyal medya bağlantıları ile paylaşmalarını rica etsem çok şey istemiş olmam değil mi?

 

Gökyüzü'nüz açık olsun!

 

Paylaş!

 

Copyright © 2010 Gök Günce | Blogger Templates by Splashy Templates | Free PSD Design by Amuki