6 Ağustos 2014 Çarşamba

COSPAR Konferansından İzlenimler - II

Toplantıyı yarılarken ve benim de ayrılmama bir gün kala, geçen dört gün boyunca COSPAR’da edindiğim izlenimleri paylaşmaya devam ediyorum.

 

Dört gün boyunca katıldığım seminerler, disiplinler-arası konuşmalar, açılış seremonisi ve bir ‘iş toplantısı’ndan gözlediğim kadarıyla COSPAR organizasyonu standart bir akademik toplantının çok çok ötesinde, uzay bilim ve teknolojilerinin paylaşımının yapıldığı, bu konudaki araştırmaların gündeminin belirlendiği ve alandaki profesyonelleri çeşitli paneller ve toplantılarla bir araya getirerek birliktelik ve ortaklıklarının artmasını sağlayan, zamanında Rusya’nın öncülük ettiği ve günümüzde NASA, ESA ve JAXA’nın götürdüğü ‘Uzay Çağı’ vizyonunu şekillendiren bir organizasyon. COSPAR’ın açılımı ise: 'Committee on Space Research’. Bunun ışığında toplantıda bu konsepte uyan uzay araştırmalarından bilimsel gözlemlere, uzay ortamına insanların ve hayvanların uyumundan, Güneş Sistemi keşiflerine kadar her türlü konu konuşuluyor. Bu vizyonu, geçen günler boyunca programa eklenen ekstra etkinlikler ve organizasyonların içeriğinden de görmek kolaylıkla mümkün.

 

cospar_2014_banner

 

Programın açılış günü, üniversitenin dev seramoni salonunda toplanan katılımcıları Rus Bilimler Akademisi başkanı karşılayıp ardından Uluslararası Uzay İstasyonu’ndaki kozmonotlardan COSPAR için gönderilen mesajın dinletilmesi en etkileyici şeydi belki de.. Olayın boyutunu ve kapsamını çok güzel şekilde ifade ediyor bu sembolik olay..  Ardından uzay araştırmalarına katkı koymuş önde gelen bilim insanlarına ödüller verilerek bunun kırk yıldır süren bir geleneğin devamı olduğu ortaya kondu.

 

Toplantıdaki konuşmalara gelirsek; gün içerisinde katıldığım yüksek enerji astrofiziği konuşmalarının yanında, bir önceki yazımda da bahsettiğim üzere fırsat buldukça farklı alanlarda, özellikle gezegen araştırmaları konusunda, konuşmalara girip dinlemeye çalışıyorum. Özellikle bu yazıda gezegen araştırmaları konuşmalarında gözüme çarpan birkaç şeyi paylaşacağım. Bunlardan biri olan, Cassini uydusunun on yıllık programını özetleyen ve NASA’dan görevin sorumlulularından birinin verdiği konuşma gerçekten ufuk açıcıydı.. Görevin gönderilişinden on yıl boyunca elde ettiği müthiş sonuçlara kadar tüm gelişmeleri ele alan konuşmanın son kısmında görevin geleceği ve bundan sonraki bilimsel hedeflere de değinildi. Uydunun, uzatılmış görev ile iki yıl boyunca Satürn’ün kutup bölgelerini ve uydusu Titan’ı detaylı bir şekilde inceleyip görev sonunda Satürn’ün atmosferine kamikaze dalış yapacağını öğrendik (Cassinin 10. yılı anısına hazırlanan ‘En iyi 10 fotoğraf’ seçkisi için tıklayınız).

 

Cassini uydusunun son görevi için JPL tarafından hazırlanmış muhteşem video!

 

İkinci bir konuşma ise Avrupa Uzay Ajansı ESA’nın 2022’deki JUICE(Jupiter Icy Moon Explorer) adındaki, Jüpiter’i ve özellikle buz uyduları Europa ve Ganymede’i inceleyecek uydu görevinden bahseden konuşma.. Alman konuşmacı, görevin mühendislik tasarımından sorumlu kişi ve görevin teknik tasarımından bilimsel hedeflerine kadar çok detaylı, muhteşem bir konuşma verdi. Konuşmada Jupiter’in dört uydusundan en büyüğü(hatta Güneş Sistemindeki en büyük uydu da diyebiliriz) Ganymede’nin yüzeyinin altında da sudan oluşan bir okyanus olduğu fikrini ilk defa duyma fırsatım oldu.. Görev, özellikle buz uydulara yönelmiş durumda çünkü bu uyduların yüzeyinin altında olduğu düşünülen okyanuslar, Dünya dışında organik yaşamın olabileceği en yüksek ihtimalli bölgeler olarak görülüyor. JUICE’nin 2028’de Jupiter’e ulaşıp göreve başlaması planlanıyor.

 

juice20130221-640 Jupiter ve Europa’yı hedefleyen JUICE görevinin temsili gösterimi (Telif Hakkı: ESA/AOES)

 

Üçüncü konuşma ise gene Jupiter’e 2021’de gönderilmesi planlanan Europa Clipper görevi. Daha bütçesi onaylanmamış bir proje olsa da bilimsel hedefle ve teknik tasarımıyla epey iddialı bir proje Europa Clipper projesi. Sunuşu NASA JPL’de görevden sorumlu bir kişi verdi. JUICE görevi ile hem zaman olarak hem de bilimsel hedefler anlamında oldukça çakışan bu görev Europa yüzeyine çok çok yakın geçişlerle hem yüzey hem de yüzey altı okyanusları inceleyecek. Görev onaylanırsa, 2027’de Jupiter yörüngesinde olacak.

 

Son olarak bugün kuyruklu yıldız(KY) 67P/Churyumov–Gerasimenko'nun yörüngesine oturan Rosetta uydusunun, yörüngeye oturtuluşu toplantının öğlen arasında büyük bir oditoryumda ESA’nin görev yönetim merkezinden canlı olarak yayınlandı ve bizler de katılımcılar olarak izleme fırsatı yakaladık. Son dönemlerin en çığır açıcı görevlerinden biri olan Rosetta, geçtiğimiz aylarda uzun uykusundan uyandırılmış ve kuyruklu yıldıza gittikçe yakınlaşmaya başlamıştı. Bugün itibariyle yörüngeye oturan Rosetta artık KY’nin etrafında dolanıp detaylı görüntüler elde edecek ve Kasım itibariyle de KY’nin yüzeyine bir sonda indirecek ki bu asrın olayı olabilir! Konuyla ilgili geçmişte bir yazı yazmıştım[Rosetta-Bir Kuyrukluyıldızın Yüzeyine İnmek], incelemek isteyenler oradan da bilgi alabilir.

 

Comet_on_3_August_2014_large

Rosetta uydusunun bu hafta çekilen görüntüsü ilginç bir şekilde KY’nın iki parçalı yapısını gösteriyor (Telif Hakkı: ESA)

 

Comet_details_node_full_image_2

Rosetta’nın bugün gönderdiği yakın görüntü, şu ana kadar bir kuyruklu yıldız yüzeyine dair alınan  en detaylı görüntü özellipği taşıyor.. Kasım ayında yüzeyden de görüntüler gelecek! (Telif Hakkı: ESA)

 

Özellikle bu konuşmaları seçerek uzun uzun anlatmamın sebebi bir taraftan COSPAR’ın vizyonu ışığında bu çalışmaların yarattığı heyecan ve bu tip uzun soluklu bilimsel projelerin altında yatan devasa emek, bilgi ve bütçeye dikkat çekmek.. Heyecan kısmında, katıldığım tüm gezegen bilim sunumlarında gözlediğim, konuyla ilgili çalışan bilim insanlarına tıpkı 1600’lerde coğrafi keşiflerde hakim olan ‘keşfetme hazzının’ hakim olduğunu ve bu heyecanlarını saklayamadıklarını itiraf edebilirim. Bu samimi his, günümüz standart bilim yapma anlayışından epey farklı görünüyor bana ve bunu kenara not ediyorum.. İkincisi, yirmi-otuz senelerden, milyarlarca dolardan bahsedilen bu devasa projelerin altındaki alt yapı ve bilgi-deneyime hayran kalmaktan başka bir şey yapamıyorum.. Düşünün 1990’larda konuşulmaya başlanan Rosetta görevi, tasarlanıp 2004’te fırlatılıyor ve 2014’de hedefine varıyor.. Nasıl bir planlama, disiplin ve stabil fon desteği var arkasında hayal edin.. Üzerine çok düşünülesi ve kendi adımıza pay çıkarılması gereken konular ama kendi adımıza zerre umutlu olduğumu söyleyemem buradaki sistematiği az-çok kestirdikten sonra..

0 yorum:

Paylaş!

 

Copyright © 2010 Gök Günce | Blogger Templates by Splashy Templates | Free PSD Design by Amuki