belgesel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
belgesel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
2
yorum

1 Ocak 2016 Cuma

Buz ve Gökyüzü

Yeni yılın ilk gününün bir taraftan rehaveti bir taraftan da 'yeni yıldan beklediklerini' daha fazla beklememek ve bir an önce gerçekleştirmek adına ilk adımları atmak arasında gidip gelen garip bir hissi var. 2016'dan kendim için beklediğim şeylerden biri de uzun zamandır merakla okuyup takip ettiğim kutup keşif/araştırmalarına dair biraz daha detaylı okumalar yapmak, eski keşif hikayelerinin peşine düşmek ve dünyanın her iki çatısı hakkında da detaylı bilgi sahibi olmak vardı... Bugün SineBu'da izlediğim La Glace & Le Ciel (Buz ve Gökyüzü) belgeseli bunun için yılın ilk gününden ilk adımı atmak konusunda tam denk geldi.

Buz ve Gökyüzü, Başka Sinemalar adı altında gösterilen çoğunluğu bağımsız ve festival filmlerinden oluşan seçkinin içinde ilk gördüğümde beni şaşırtan bir bilim-coğrafya belgeseli. Yirmi üç yaşında ilk kez Antarktika'ya ayak basmış şimdi ise seksenli yaşlarına ulaşmış Fransız buzul bilimci Claude Lorius'un altmış yıllık bilimsel keşif macerasını görsel bir şölen şeklinde anlatan bir belgesel. Genel olarak Antarktika çalışmaları ve bunların gerçekleştirilmesindeki zorluklar üzerinden, özel olarak da burada yapılan çalışmaların iklim bilim ve özellikle küresel ısınma adına ne söylediğine dair etkileyici bir anlatı.


Belgeselde C. Lorius ve ekibi, 1960'larda yapılan ilk seferlerde bundan önce kimsenin incelemediği bölgelerde çeşitli meteorolojik ve buzul bilim ölçümleri yapıyorlar ve birçok örnek alıyorlar. Ardından gelişen mühendislik imkanlarıyla yüzeyi delip yerin metrelerce altına inip on binlerce yıl önce üst üste yığılmış buz kütlelerini inceleme fırsatı buluyorlar. Son olarak da Rusların efsanevi Vostok İstasyonundaki yine efsanevi buz delme aleti ile 3600m'ye kadar inip buzların arasına hapsolmuş günümüzden 400 000 yıl öncesinin atmosferinden örnekler alıp iklim döngülerini ve günümüzdeki karbondioksit fazlalığını ortaya çıkarıyorlar.


Belgesele dair en çarpıcı nokta C. Lorius'un ilk seferinden son gidişine kadar tüm Antarktika seferlerinin müthiş profesyonel bir şekilde kayda geçirilmiş olup, neredeyse altmış senelik bir zaman aralığını kapsayan görüntü kayıtlarının bir araya getirilmesi ile ortaya müthiş incelikli bir tarihsel belge konmuş olması. Bu tip hikayeleri kitaplardan okumaya alışığım fakat bu sefer karşımda tüm zorlukları ve içindekilere hissettirdiği duygularla kanlı canlı insanlar vardı. Bu görüntülerin tipik bir 'belgesel' havasından ziyade o anı belgelemek adına kayda geçirilmiş olması epey samimiyet katmış. Film boyunca aralarda C. Lorius'un günümüzde Antarktika'nın olağanüstü coğrafyasında alınmış görüntüleri, hikayesini kendi dilinden anlatan buzul bilimciyi tüm uğraşları, deneyimi ve başarılarıyla karşımıza koyuyor ve beni 'hayatını bir probleme' adamak üzerine derin derin düşündürüyor.


İklim değişikliği konusu içine siyaset ve politika girmiş herşey gibi oldukça kirli ve eldeki bilimsel verilere rağmen herkesin bir 'fikri' olduğu bir konu... Buz ve Gökyüzü olayın politik tarafına hiç girmeden sadece bilim ve keşfetme hazzı üzerinden, bu keşife imza etmiş bir devin müthiş bir hikayesini anlatıyor sadece. C. Lorius'nun gezegenin en ıssız ve belki de en kırılgan bölgelerini bizzat görmüş biri olarak dünyamıza karşı duyduğu hassasiyet ve bunu ifade edişindeki samimiyet beni fazlasıyla etkiledi diyebilirim.

Fırsatınız varsa iyi bir keşif belgeseli seyretmek için Buz ve Gökyüzü'nü gösterimden çıkmadan izleyin derim! Başka Sinema'daki gösterim programı için tıklayınız.
6
yorum

30 Ağustos 2013 Cuma

Jules Verne ile Kuzey Kutbu’na Yolculuk

Oturduğunuz yerden keşif ve macera hissini yaşamanın en güzel yöntemi bir Jules Verne romanı okumak olsa gerek… Kuzey Kutbu’na ulaşmak için zorlu bir yolculuğa çıkan bir grup denizcinin maceraları "Kaptan Hatteras'ın Maceraları".. Her kitabında olduğu gibi J. Verne, kitabın yazıldığı tarihe(1864) kadarki Kuzey Kutbu keşif tarihini şaşırtacak detaylarla kitapta sıralıyor ve maceracıların yolu üzerindeki her yeri geçmişte o bölgeden geçmiş ünlü kaşiflerin anıları ve not defterlerinden detaylarla betimliyor..

 

                 Kaptan-Hatteras-in-Maceralari 250px-Hetzel_front_cover

Solda Ithaki Yayınları’ndan çıkan “Kaptan Hatteras’ın Maceraları” Birinci Cilt kapağı; sağda ise Jules Verne’ün ünlü “Voyages Extraordinaires” serisi içinde yayınlanmış orjinal kitabın kapağı

 

Kitabın başlığında da yer alan "Kaptan Hatteras" gemiyi gizemli bir mektup göndererek yaptırıp yola çıkaran, ancak geri dönüşün imkansız olduğu noktada ortaya çıkan sert ve ilginç bir karakter.. Bir çok yerde bu karakterin Kuzey Kutbu keşif tarihinde en çok ismi geçen ünlü John Franklin'e öykünerek oluşturulduğu iddia ediliyor. J. Franklin, 1845'de çıktığı yolculukta Atlas Okyanus'unu kuzeyde bir geçit bularak Büyük Okyanus'a bağlamayı hayal ediyordu fakat işler beklendiği gitmedi ve ekibindeki yüzün üzerinde mürettebat ile kaybolup telef oldular..

 

b00dxfzg

 

BBC'nin geçen yıllarda yayınlanan güzel bir belgeseli var Kuzey Kutbu araştırmalarına dair: "Wilderness Explored: Arctic" adında.. Hem J. Verne'ün romanında bahsedilen keşif tarihini hem de Kuzey Kutbu’nun 20. yy'da soğuk savaş dönemindeki stratejik konumu anlatılıyor belgeselde.. John Franklin'in öyküsüne de detaylı bir şekilde değiniliyor.. Tabii ki küresel ısınma ile buzulların yavaş yavaş çözünmesine de..

 

BBC - Wilderness Explored 1. Bölüm Arctic

 

Gönül isterdi ki kitapta ve belgeselde sözü geçen “bembeyaz diyarları” dünya gözü ile görelim, şöyle bir National Geographic Expedition Arktik gezilerinden birine çıkıp bu maceracıların geçtikleri yolu izleyelim ama yakın ve uzak gelecekte şimdilik böyle bir ihtimal görünmüyor.. Böyle olunca J. Verne’e ne kadar minnettar olduğumu tahmin edebilirsiniz.

2
yorum

14 Nisan 2013 Pazar

BBC'den Baloncuk Fiziği


BBC'den yeni bir belgesel: 'Pop - Science of Bubbles'.. Su, hava gibi akışkanlar içide oluşan baloncuklar üzerine.. Akışkanlar mekaniğinin birçok  yönünden bahsediliyor belgeselde; verilen örnekler uygulamalı bilimin geldiği uç noktayı gösterir nitelikte..

Fizik eğitiminde akışkanlar mekaniği sanki hep kenara itilmiş, ikinci planda kalmış bir konu, özellikle lisansta.. Geçen sene bölümde bu dersi tek başıma çok değerli bir uygulamalı matematikçi hocamdan almıştım ve bölümde aldığım en eğlenceli ve öğretici derslerden biriydi.. İçinde ışık hızı ya da kuantum ölçeğe dair birşey geçmiyor diye daha az heyecan verici olduğu sanılmasın; uygulamalı matematikteki en zor problemleri (türbülans, doğrusal olmayan problemler, Navier Stokes denklemlerinin çözümlerinin 'tekliği' vs vs..) içinde barındırıyor.. Üstelik etrafımızda, gözlediğimiz, içinde yaşadığımız günlük hayatımızda sürekli gözlediğimiz olaylar.. Kesinlikle yaşadığım en büyük aydınlanmalardan biriydi ucundan biraz akışkanlar dinamiği öğrenmek.. Bu konuda GökGünce'de de birşeyler karalamıştım hatta konunun astrofizik üzerine uygulamaları açısından..

Konunun meraklısına o dönemlerde keşfettiğim ve hala sık sık takip ettiğim şu Tumblr sayfasını kesinlikle tavsiye ederim! Akışkanların dünyası keşfetmek için sizi bekliyor: http://fuckyeahfluiddynamics.tumblr.com

P.S. Evet, uzun zaman oldu buralara uğramayalı; arada bir ses vermek gerek sanırım; yoğun okul koşturmalarının arasından fırsat yaratmaya çalışacağım bundan böyle.. Bu vesileyle herkese tekrar merhabalar!

Paylaş!

 

Copyright © 2010 Gök Günce | Blogger Templates by Splashy Templates | Free PSD Design by Amuki